17 ŞUBAT 1926 TARİHİNDE YÜRÜRLÜĞE GİREN TÜRK MEDENİ KANUNU’NUN 94. YIL DÖNÜMÜNDE HERKESİ MEDENİ KANUN KAZANIMLARINA SAHİP ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUZ
17 Şubat 1926 yılında yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu; çok hukukluluğu kaldıran, yurttaşların haklarını güvenceye alan, kadını erkekle birlikte eşit ve özgür birey-yurttaş yapan, çağdaşlığı ve laikliği esas alan, Cumhuriyetimizin hukuk alanındaki en büyük devrimidir.
Türk Medeni Kanunu, laikliği, kadın-erkek eşitliğini, kadın ve erkeğin özgür, eşit yurttaş olduğunu, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ilkesini hukukumuza yerleştirmiştir.
Bağımsızlık savaşımızın ve Cumhuriyet devrimlerimizin çok önemli bir yansıması olan Türk Medeni Kanunu özellikle kadın haklarının güvencesi olmuştur. Kadınlar; evlenme, boşanma, malvarlığı, miras gibi özel yaşamlarına ilişkin haklar bakımından erkeklerle eşit yurttaş konuma gelmişlerdir. Tek eşliliğin ve resmi nikâhın kabulü, hâkim kararıyla boşanma, evlilik yaşı, erkeklerle eşit miras payı gibi düzenlemeler sonucunda kadınlar, eşit ve özgür birey olma konusunda çok önemli kazanımlar elde etmişlerdir.
Günümüzde; Medeni Kanun’un kabulüyle elde edilen kadın kazanımlarını yok sayan söylem ve yasal değişiklikleri endişeyle ve dikkatle takip etmekteyiz. Anayasamızda yer alan laiklik ilkesini göz ardı eden gelişmeler, en çok kadınların mağdur olmasına yol açmaktadır. Kadını eşit ve özgür bir birey-yurttaş olmaktan uzaklaştıracak söylem, uygulamalar ve yasal düzenlemelerden geri durulması anayasal bir zorunluluktur.
TÜBAKKOM olarak; Türk Medeni Kanunu’nun kabulünden bugüne kadar elde edilen kadın hakları kazanımlarından geriye dönüşe yol açacak söylem, eylem ve yasal değişikliklere karşı, Cumhuriyetimizin kurucu felsefesine bağlı kalarak mücadelemizi sürdüreceğimizi bir kez daha ifade ederken, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü minnet ve saygıyla anıyoruz.
Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu (TÜBAKKOM)